14

KASIM

Büyük Taarruz "Bir Bardak Çay"

TARİH

Bu konuşmanın konusu, Kurtuluş Savaşı’mızdaki Büyük Taarruz ve bir bardak çay… Kurtuluş Savaşı başlamadan az önce Atatürk, o zamanki adıyla Mustafa Kemal Paşa, yakınlarına demiş ki, Kocatepe’de Büyük Taarruz başladıktan sonra 15. gün İzmir’e, Kordan’a gireriz.

Taarruz başladı, tam 14 gün sonra, 9 Eylül’de atlık birliklerimiz, Kordon’a girdiler. Savaş bitti, bir süre sonra Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya döndüğünde arkadaşları şaka ettiler ona, “Paşam” dediler: “Sen hesap hatası yaptın, 15 günde gireriz dedin, 14. günde girdin. 1 günlük hesap hatan var.”

O da dedi ki:

“Bu benim hatam değil. Ben arkadan onlara sürekli telgraf çektim, 1 saat 2 saat uyuyun diye. Beni dinlemediler, uyumadılar, uyumadan o yolu kat etmeye çalıştılar. Ve 15 günlük yolu 14 günde aldılar. O yolun hakkı 15 gündü.”

Büyük Taarruz’da - söylenen o ki – subayların pek çoğu, belki hepsi diyormuş ki, “Ah bir İzmir’e girelim de Kadifekale’de çay içelim. Gazoz, kahve beklentileri yok. Bir bardak çay… Yarıya yakını o bir bardak çayı içemedi. Birlikleri ulaştı ama onlar Kadifekale’ye ulaşamadılar. Ve o bir bardak çay da ancak kuru üzümle içiliyordu. Osmanlı şeker fabrikası kuramamıştı. İlk şeker fabrikası Cumhuriyet ile birlikte kurulmuştur.

Bir bardak çay… Ve yanında kuru üzüm. Ben her 9 Eylül’de, Türkiye’nin neresinde bulunursam bulunayım, bir bardak çayı -dedelerimizin anısına- kuru üzümle birlikte içiyorum.